Facebook

Şumnu Kültür Evi'nde Mevlana Anıldı

6 Aralık 2011 Salı

Share this history on :
Şumnu Kültür Evi üyeleri, 03.12.2011 tarihinde Fars şair, düşünce adamı ve Mevlevi yolunun öncüsü olan Mevlana Muhammed Celaleddin-i
Rumi'yi andı. Her Cumartesi olduğu gibi bu hafta da aynı gün Şumnu Kültür Evi'nde toplanan genç üyeler, Mevlana'nın ölüm yıldönümü
nedeniyle hayatı, eserleri ve özlü sözlerini dile getirdiler. İlk önce Cahide Ercan Mevlana ile ilgili şunları özetle sundu: Mevlana 30 Eylül 1207 de bugünkü Afganistan'da bulunan Belh'te doğmuş. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi, dönemin İslam kültür merkezlerinden Belh kentinde
hocalık yapan ve Sultan-ül Ulema (Bilginler Sultanı) lakabıyla anılan
Bahaeddin Veled'in oğludur. Rumi adı, Anadolu'ya yerleşip orada
yaşadığı için, o dönemde Anadolu'ya Diyarı-ı Rum deniliyordu,
"Efendimiz" manasına gelen Mevlânâ ise, kendisine karşı duyulan büyük
saygının belirtisi olarak verilmiştir. Mevlânâ, babası Bahaeddin
Veled'in ölümünden bir yıl sonra, 1232 yılında Konya'ya gelen Seyyid
Burhaneddin'in manevi terbiyesi altına girmiş ve dokuz yıl O'na hizmet
etmiştir. Mesnevi bittiği zaman artık epeyce yaşlanmış olan Mevlânâ
yorgun düşmüş, ayrıca sağlığı da bozulmuş ve 17 Aralık 1273'te de
ölmüştür.
Onun ardından Destan Folklor Grubu'ndan Solist Mirel Tuncay, tüm
insanlığa nasihati olan "Gel, Ne Olursan Gel" adlı eserini
arkadaşlarıyla paylaştı.
"Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
ister kafir, ister mecusi,
ister puta tapan ol yine gel,
bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...
Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeliyiz,
Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeliyiz biz...
Beri gel, beri ! Daha da beri ! Niceye şu yol vuruculuk ?
Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik...
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!
Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir."
Bu güzel eserin ardından Figen Efrahim, Nehriban Nevzat ve 5. Genç
Kalemler Şiir Yarışması'nda 18 yaş grubu İkinci Emel Seyhan, büyük
düşünürün özlü sözlerinden şu paylaşımlarda bulundu:
"Olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol."
"Yürek yanmadıkça göz yaşarmaz."
"Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır."
"Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil."
Daha sayısız olan bir çok Mevlana'nın özlü sözleri dilden dile
söylendi. Bunun haricinde Mevlana'nın Mesnevi, Divan'ı Kebir (Büyük
Divan), Fihi Ma-Fih (Ne Varsa İçindedir), Mecalis-i Seb'a (Mevlana'nın
7 Vaazı), Mektubat (Mektuplar) adını taşıyan eserleri konu edildi,
sunuldu. Büyük bir dikkatle dinlenen bu bilgiler, üyeler arasında ilgi
uyandırdı.
Bu kısa ve öz paylaşımın ardından, her hafta ciddi bir şekilde
düzenlenen ve yoğun geçen saz, davul, zurna, halk oyunları sunuldu.
Hayatını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlânâ'nın
800. doğum yılı olan 2007 UNESCO tarafından dünya Mevlânâ yılı ilan
edilmişti. Bu karar Mozart yılı olan 2006'nın Mart ayında alınmıştı.