- Türkiye-Bulgaristan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı: Olumlu ama yeterli değil yeterl'
31 Ocak 2012 Salı
TBMM Türkiye-Bulgaristan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk, Bulgaristan Parlamentosunun, 1989 yılında sona eren Komünist rejimin Türk ve Müslümanlara karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi kabul etmesine ilişkin, "Bu son karar olumlu bir karardır. Ama yeterli bir karar değildir" dedi.
Öztürk, AA muhabirine, 1989 yılında sona eren Komünist rejimin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildirinin Bulgaristan Parlamentosunda kabul edilmesi ve bu süreçte mağdur olan soydaşların durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Bulgaristan Parlamentosunda alınan kararın önemli olduğunu ancak yeterli görülemeyeceğini vurgulayan Öztürk, "Dışişleri Bakanımızın bir politikası var,
'Balkan Savaşlarından Balkan Barışına 100. Yıl' diye. Biz 2012'yi Balkan savaşlarından Balkan barışına giden bir yol olarak görüyoruz, bütün politikalarımızı da buna göre geliştiriyoruz" dedi.
Mustafa Öztürk, Bulgaristan'da doğduğunu ve 3 yaşında iken Bursa'nın Davutkadı mahallesine yerleşmiş bir ailenin ferdi olduğunu anlattı. Ailesinin ilk dönüş tarihinin 1950'lerde başladığını vurgulayan Öztürk, "Ben 40 yıllık göçe zorlanmış bir ailenin ferdiyim. Benim dayılarım, teyzelerim 1989'da gelmiş. Sıkıntıların olduğu, zulmün olduğu, bir dönemde geldiler" dedi.
Bulgaristan'daki asimilasyon politikasının savaş döneminin zor zamanında vuku bulmuş bir şey olmadığını dile getiren Öztürk, şöyle devam etti:
"Asimilasyon, sistemli, planlı ve sürekli olarak uygulanmış bir şeydir. Yani Türk ve Müslüman azınlığı göçe zorlayarak, sistemli planlı bir asimilasyondur yapılan şey. Bütün iletişim araçlarının gözü önünde yapılmıştır. 1989'da gelinen nokta aslında son noktadır. Bıçak kemiğe dayanmış artık boğaza gelmiş..."
-"Olumlu bir karar, ama yeterli değil"-
Bulgaristan'da istenilenlerin insan hakları olduğunu belirten Öztürk, şöyle devam etti:
"Yani insan hakları olan en doğal haklarınızı istiyorsunuz. İnanç özgürlüğünü istiyorsunuz. Fikir özgürlüğünüzü istiyorsunuz, girişim özgürlüğünüzü istiyorsunuz. Kendi istediği ismi almasının önünde ne engel olabilir. Hangi insanlık kuralları, sözleşmeler bunu sağlar- Sağlamadığı için bizim oradaki soydaşlarımız büyük bir mücadele verdiler. Nitekim Belene'de şehit olanlar var öldürülenler var hem de ciddi manada zulüm görenler var. Sadece o dönemde 360 bin soydaşımız göçe zorlandı. Bu acı bir hadisedir. Bulgaristan Parlamentosunda alınan bu son karar olumlu bir karardır. Ama yeterli bir karar değildir."
Bulgaristan'daki son uygulamaları takip ettiklerinin altını çizen Öztürk, her zaman da takip edeceklerini söyledi. O dönemlerde bütün basının gözü önünde işlenen suçların sorumlularının bulunmasını istediklerini vurgulayan Öztürk,
"Bunu kim işlediyse sorumlularının çıkarılarak yargı önüne getirilmesi gerekir. İkincisi de bundan sonra ırkçı akımlara prim vermeyip orada azınlıktaki soydaşlarımızın ki yüzde 12 gibi büyük bir rakamı teşkil ediyorlar; orada Romanlar da var, Pomaklar da var, Müslümanlar da var... Dolayısıyla bunların haklarını koruyacak bir yapı ve strateji politikası izlenmesini arzu ediyoruz" diye konuştu.
Bulgaristan Hükümetiyle dış politika anlamında çok ciddi ilişkilerinin olduğunu dile getiren Öztürk, "Ben de bu kararı bu ilişkilere katkı yapacak bir karar olarak görüyorum. Yeterli olarak görmüyorum. Bundan sonraki adımları hep beraber Bulgaristan Parlamentosundan ve Hükümetinden bekliyoruz" dedi.
-Balkan Savaşlarından Balkan Barışına 100. Yıl-
Mustafa Öztürk, Bulgaristan'dan beklenen somut adımlar konusunda da detaylar verdi. Hükümetin azınlık mülklerinin geri verilmesiyle ilgili bir karar aldığını hatırlatan Öztürk, "Sonuçta bu bir kültürdür medeniyettir. Yani bunları vermekle hiçbir şey çıkmaz. O ülkenin vatandaşı yani. Bir de Bulgaristan Türkleri ve oradaki Müslümanlar kendi ülkesindeki bir isyana katılmamıştır. Karışıklık çıkarmamışlardır. O ülkenin büyüyüp gelişmesi için katkı sağlamışlardır sürekli" dedi.
Bulgaristan'da göçe zorlanan insanların mülklerinin olduğunu kaydeden Öztürk, bölgede tarihi ve vakıf eserlerin de bulunduğunu söyledi. Öztürk, vizelerle ilgili bir kolaylık gösterilmesini istediklerini belirterek şöyle devam etti:
"Benim orada akrabalarım var. veya vatandaşların geçmişte vefat edip de orada yatan büyükleri var. Onları ziyaret etmek istiyor. Yani özel bir vize kapsamına alınıp bu vizeler kolaylaştırılabilir. Aslında bu Bulgaristan Hükümetinin faydasınadır. Neden- Yani bir geliş gidiş olacak, ticaret canlanacak, oraları canlanacak. Belki de oradaki insanlar oraya yerleşecek. Çifte vatandaşlarımız var. Bu konuların kolaylaştırılmasını istiyoruz."
Bulgaristan'da işçi, memur olarak çalışmış insanların bulunduğunu dile getiren Öztürk, "İnsanların orada elde ettiği tazminat hakları olabilir. Bunlar oturulup konuşularak, ülkelerin menfaatlerini sağlayacak şekilde çözülebilir diye düşünüyorum. Bu tür konularda kolaylık sağlanabilirse iki ülkenin menfaatinedir. Hem sosyal hem siyasal anlamda daha iyiye gider" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin dış ilişkilerde sürekli iletişim halinde olduğunu vurgulayan Öztürk, "Dışişleri Bakanımızın bir politikası var. Balkan Savaşlarından Balkan Barışına 100. Yıl" diye. Biz 2012'yi Balkan savaşlarından Balkan barışına giden bir yol olarak görüyoruz. Bütün politikalarımızı da buna göre geliştiriyoruz. Amacımız bütün ülkelerin kalkınması. İnsanların huzur, mutluluk ve refah içinde yaşamasıdır. Bundan dolayı biz de katkı sağlarsak mutlu oluruz" dedi.