İlk defa GERB’in Çernooçene’de Türklerin
yaptığı bayramlaşma toplantısına milletvekili Tsveta Karayançeva,
Kırcali Valisi İvanka Tauşanova ve İstanbuldan BULTÜRK Yöneticileri de
katıldılar.
Bulgaristan Türkleri Derneği Başkanı Rafet Ulutürk' anlamlı bir konuşma yaptı. konuşmada şunları söyledi:
Sayın Milletvekilim, değerli İlçe başkanları,
Çok değerli Genç kardeşlerim,

Biz hepimiz totaliter rejimde zor günler yaşadık.
Sıradan, vatandaşlar Türk Bulgar ayrımı yapılmadan aslında hep horlandık.
Bizleri ayrımcılığa iterek ne kazandılar bir çevrenize bakın, bu gün
Kırcaali’de olduğu gibi ülkenin her yerinde insanları bir birinden
ayırdılar ve karşılığında kendileri mal mülk ve para sahibi oldular.
Kimdir bunlar?
Tabi ki totaliter rejimin kalıntıları ve siyasi uzantılarıdır.
Türklere zülüm ettiler ve göç ettirdiler. Fakat Bulgarlar nerede?
Bir bakın çevrenize onlarda kaçtı. Aradaki tek fark, Türklerin
çoğunluğu Türkiye’ye kaçarken, Bulgarlar Avrupa’ya kaçtılar. Bu neyin
göstergesi?
Değerli gençler,
Adaletin olmadığı yerde insanları tutmak zordur. İşte bu gün arı gibi
çalışan ve bal yapan bu insanların çoğu bu memleketi terk etti gitti.
Bakın toprakların büyük çoğunluğu bozkır haline gelmiş işlenmeden atıl vaziyette duruyor.
Son derece verimli topraklar. Artık altın Dobrucamız yok, harikalar
yaratan Trakya ovası kısırlaştı ve Sliven’in şeftali vadisi kurudu,
Köstendil’in güzelim erikleri tükendi.
Diğer yandan ise insanlarımız fukaralığın pençesinde kıvranıyor. Kaçıp
gidenler teselliyi yurt dışında arıyor, kalanlar ise içki masalarında.
Neden?
Değerli Gençler;
Özellikle şundan emin olun.
Başarılı insanların - hayalleri, hedefleri vardır, başarısızların ise mazeretleri…
Sevdiğim bir söz var: Bir araya gelmek başlangıçtır, bir arada durabilmek ilerleme, birlikte çalışmak ise başarıdır.
Dolayısıyla hizmet edebilmek için birlikte olmak gerekir.
Birlikte bereket ayrılıkta azap vardır. Öte yandan işin bir de manevi
psikolojik faydası vardır. O da şudur, sevinçlerimizi paylaşarak
çoğaltabilir, üzüntümüzü de paylaşarak azaltabiliriz. Sevinçlerimizi
arttırdığımız, üzüntülerimizi azalttığımız zaman zaten hayatın tadı da
artacaktır. Eğer bir grup iyi niyetlerle bir araya gelirler ise burada
bereket olur, bolluk olur.
Bulgaristan vatandaşı olduğumuzdan dolayı, Bulgaristan’da bulunan tüm
vatandaşlara karşı sorumluyuz. Yaşadığımız devleti ve ait olduğumuz
Toplum için çalışmalıyız.
Burada hizmet insanlara olmalı. Atalarımızın da dedikleri gibi “İnsanları yaşat ki, devlet yaşasın”
Toplum için hizmet edenler hiç bir zaman unutulmaz, toplum onu her
daim sinesinde yaşatır. Onun için size gençler olarak toplumunuza
hizmet edebilmek üzere kendinizi donatın, geliştirin, yetiştirin.
Toplumunuza karşı olan görevinizi hakkıyla yerine getirin…
Sevgili Gençler,
Bunun için okuyun, araştırın ve çalışın sözünüzü dinletebileceğiniz bir konuma yükselin...
Çevrenizi bilgili ve özverili insanlarla donatın ki “ilk adım” doğru atılmış olsun.
Değerli gençler,
Bu gün Bulgaristan’da hayatınızı hala çok zor şartlar
altında sürdürdüğünüzü biliyoruz, amma ileride bunu değiştirmenin gücü
de sizde olduğunu unutmamalısınız.
Sizler büyükleriniz gibi Türk-Bulgar ayrımı yapmadan bu ülkenin insanlarına sahip çıkmalısınız.
Geçmişte özellikle Jivkov döneminde Bulgaristan’da yaşayan Türkler Bulgaristan vatandaşı olarak hesaba katılmıyordu.
Onlar bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşları olarak ele alınıyor ve de
kendilerini Bulgaristan vatandaşı olarak hissetmemeleri için her şey
yapılıyordu.
Her an göç edeceklermiş gibi hayatlarını sürdürüyorlardı. Herhangi bir şey söylediğinizde "Burası Bulgaristan" gibi tabirlerle dışlanıyordunuz ve de ülkenin kaderinde söz sahibi olmanıza imkân verilmiyordu.
Öte yandan kendi benliğimizden kopararak kimlik değiştirmeniz bekleniyordu.
İşte bunların tekrarlanmaması için kendinize düşen görevleri yerine
getirmelisiniz. Bu ülkenin vatandaşları olarak siyasi, iktisadi, sosyal
ve kültürel hayata dört elle sarılarak çalışmalı, söylemek
istediklerinizi var gücünüzle haykırmalı ve kendinizi
duyurabilmelisiniz.
Yönetici sizler olmalısınız çünkü gelecek sizin geleceğiniz.
Kırcaali’ye muhtar seçilir iken herkes onun Türk’mü yoksa Bulgar’mı
diye bakacağı yerde Kırcaali’ye hangisi daha faydalı olacağına, en iyi
hizmeti kim yapabilir ona bakmaları sağlanmalıdır.
Burası Bulgaristan, Belediye Başkanları da illa ki Bulgar olur diye bir
anlayış yok ve olmamalı. Ya da burası Türk bölgesi Belediye Başkanı
Türk olacak diye bir dayatma da olmamalı.
Şu ana kadar siyasi partilerin en büyük handikabı da bu oldu zaten.
Onun için gerçek demokrasi şu ana kadar Bulgaristan’da çalıştırılamamıştır.
Hala bazı bağnazlıklardan kurtulabilmiş değiller. Ama emin olunuz ki
hakiki demokrasinin gelişmesi ile bu durum tamamen değişecektir.
Burada bunun olması için ilk görev önce Bulgar kardeşlerimize düşüyor
ilk adımı atmalıdırlar. Onlar bu adımı atmalılar ki, ardından da bizim
çocuklar yürümeliler. Bunun için Bulgaristan’da Bulgar partileri
Türklere kapılarını ağzına kadar açmalıdırlar.
Bu güne kadar bu yapılmadı fakat önümüzdeki genel seçimlerde bu
inanışın kırılacağına inanıyoruz. Tüm Bulgaristan’a hitap eden
partilerin bunu yapması demokrasinin bir göstergesi olacaktır. Bulgar
partileri kapılarını açmazlar ise bu sakat demokrasi yolunda devam
edilecektir. Fakat bu kapı açılır ise işte o zaman hep birlikte
göreceğiz ki, Bulgar-Türk dostluğu ne kadar kolay ve bereketli olduğunu
hep birlikte yaşayacağız.
Ancak son günlerde yine ortamı geren gelişmeler sahnelenmektedir. Bu
meselenin sunulması veya tartışılmasının uzatılmasının buradaki halka ne
faydası var bir düşünelim. Gerçek anlamda gerginlik, kutuplaşma ve
ötekileşmekten başka bir sonuç doğuramaz bu zihniyet. İşte geçmişteki
siyasetçilerin temeli de bu du. Biz buna karşıyız, biz gerginlik
istemiyoruz artık. Birileri bir şeyler dayatmaya çalışıyor yine.
Dayatmalar fazla yaşamaz. Eğer gerçekten vatanseverlik sergilemek
isterse birileri bunun yolu kesinlikle diğerlerin onurunu zedelemekten,
gururunu kırmaktan geçemez ve geçmemeli. Bu nedenle bu saygın vatandaş
meselesi bizce derhal kapatılmalıdır. Buna mukabil halklar arasındaki
dayanışmayı güçlendirici fikirleri olanlar ortaya çıkıp bunları dile
getirmelidirler.
Arkadaşlar akıllı olalım ve aklımızı art niyetli siyasetçilerin kullanmasına izin vermeyelim.
Ama her şeye rağmen bu gün burada bir bayramlaşma yapılması büyük bir
başarıdır. Bunları artık hep birlikte yapmalıyız, Hıristiyan-Müslüman
bir birimizin bayramlarını eskiden olduğu gibi birlikte rahatlıkla
kutlayabilmeliyiz. Bu bayramlaşmayı tertiplemekte emeği geçen herkesi
kutluyorum ve başarılar diliyorum,
Rafet ULUTURK, Bultürk Genel Başkanı