Facebook

GERB ilk defa bayramlaşma toplantısı düzenledi

31 Ekim 2012 Çarşamba

Share this history on :
İlk defa GERB’in Çernooçene’de Türklerin yaptığı bayramlaşma toplantısına milletvekili Tsveta Karayançeva, Kırcali Valisi İvanka Tauşanova ve İstanbuldan BULTÜRK Yöneticileri de katıldılar.

Bulgaristan Türkleri Derneği Başkanı Rafet Ulutürk' anlamlı bir konuşma yaptı. konuşmada şunları söyledi:
 
Sayın Milletvekilim, değerli İlçe başkanları,
Çok değerli Genç kardeşlerim,
 
Öncelikle bizi buraya davet eden Sn.Karayançeva ve Mümin kardeşimize sizlerle tanışma fırsatı verdiklerinden dolayı huzurunuzda teşekkür ediyorum. Ayrıca Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği yönetimi ve tüm üyelerimizden sizlere İstanbul’dan selamlar getirdim ve Bulgaristan’da tüm Müslüman kardeşlerimizin Kurban Bayramını kutluyoruz.
Biz hepimiz totaliter rejimde zor günler yaşadık.
Sıradan, vatandaşlar Türk Bulgar ayrımı yapılmadan aslında hep horlandık.
Bizleri ayrımcılığa iterek ne kazandılar bir çevrenize bakın, bu gün Kırcaali’de olduğu gibi ülkenin her yerinde insanları bir birinden ayırdılar ve karşılığında kendileri mal mülk ve para sahibi oldular. Kimdir bunlar?
Tabi ki totaliter rejimin kalıntıları ve siyasi uzantılarıdır.
Türklere zülüm ettiler ve göç ettirdiler. Fakat Bulgarlar nerede?
Bir bakın çevrenize onlarda kaçtı. Aradaki tek fark, Türklerin çoğunluğu Türkiye’ye kaçarken, Bulgarlar Avrupa’ya kaçtılar. Bu neyin göstergesi?
Değerli gençler,
Adaletin olmadığı yerde insanları tutmak zordur. İşte bu gün arı gibi çalışan ve bal yapan bu insanların çoğu bu memleketi terk etti gitti.
Bakın toprakların büyük çoğunluğu bozkır haline gelmiş işlenmeden atıl vaziyette duruyor.
Son derece verimli topraklar. Artık altın Dobrucamız yok, harikalar yaratan Trakya ovası kısırlaştı ve Sliven’in şeftali vadisi kurudu, Köstendil’in güzelim erikleri tükendi.
Diğer yandan ise insanlarımız fukaralığın pençesinde kıvranıyor. Kaçıp gidenler teselliyi yurt dışında arıyor, kalanlar ise içki masalarında. Neden?
 
Değerli Gençler;
Özellikle şundan emin olun.
Başarılı insanların - hayalleri, hedef­leri vardır, başarısızların ise mazeretleri…
Sevdiğim bir söz var: Bir araya gelmek baş­langıçtır, bir arada durabilmek ilerleme, bir­likte çalışmak ise başarıdır.
Dolayısıyla hizmet edebilmek için birlikte olmak gerekir.
Birlikte bereket ayrılıkta azap vardır. Öte yandan işin bir de ma­nevi psikolojik faydası vardır. O da şudur, sevinç­lerimizi paylaşarak çoğaltabilir, üzüntümüzü de paylaşarak azaltabiliriz. Sevinçlerimizi arttırdığı­mız, üzüntülerimizi azalttığımız zaman zaten ha­yatın tadı da artacaktır. Eğer bir grup iyi niyetlerle bir araya gelirler ise burada bereket olur, bolluk olur.
Bulgaristan vatandaşı olduğumuzdan dolayı, Bulgaristan’da bulunan tüm vatandaşlara karşı sorumluyuz. Yaşadığımız devleti ve ait olduğumuz Toplum için çalışmalıyız.
Burada hizmet insanlara olmalı. Atalarımızın da dedikleri gibi “İnsanları yaşat ki, devlet yaşasın” Toplum için hizmet eden­ler hiç bir zaman unutulmaz, toplum onu her daim sinesinde yaşatır. Onun için size genç­ler olarak toplumunuza hizmet edebilmek üzere kendinizi donatın, geliştirin, yetiştirin. Toplumu­nuza karşı olan görevinizi hakkıyla yerine getirin…
 
Sevgili Gençler,
Bunun için okuyun, araştırın ve çalışın sözünüzü dinletebileceğiniz bir konuma yükse­lin...
Çevrenizi bilgili ve özverili insanlarla dona­tın ki “ilk adım” doğru atılmış olsun.
                                               
Değerli gençler,
            Bu gün Bulgaristan’da hayatınızı hala çok zor şartlar altında sürdürdüğünüzü biliyoruz, amma ileride bunu değiştirmenin gücü de sizde olduğunu unutmamalısınız.
Sizler büyükleriniz gibi Türk-Bulgar ayrımı yapmadan bu ülkenin insanlarına sahip çıkmalısınız.
Geçmişte özellikle Jivkov döneminde Bulgaristan’da yaşayan Türkler Bulgaristan vatandaşı olarak hesaba katılmıyordu.
Onlar bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşları olarak ele alınıyor ve de kendilerini Bulgaristan vatandaşı olarak hissetmemeleri için her şey yapılıyordu.
Her an göç edeceklermiş gibi hayatlarını sürdürüyorlardı. Herhangi bir şey söylediğinizde "Burası Bulgaristan" gibi tabirlerle dışlanıyordunuz ve de ülkenin kaderinde söz sahibi olmanıza imkân verilmiyordu.
Öte yandan kendi benliğimizden kopararak kimlik değiştirmeniz bekleniyordu.
İşte bunların tekrarlanmaması için kendinize düşen görevleri yerine getirmelisiniz. Bu ülkenin vatandaşları olarak siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel hayata dört elle sarılarak çalışmalı, söylemek istediklerinizi var gücünüzle haykırmalı ve kendinizi duyurabilmelisiniz.
Yönetici sizler olmalısınız çünkü gelecek sizin geleceğiniz.
Kırcaali’ye muhtar seçilir iken herkes onun Türk’mü yoksa Bulgar’mı diye bakacağı yerde Kırcaali’ye hangisi daha faydalı olacağına, en iyi hizmeti kim yapabilir ona bakmaları sağlanmalıdır.
Burası Bulgaristan, Belediye Başkanları da illa ki Bulgar olur diye bir anlayış yok ve olmamalı. Ya da burası Türk bölgesi Belediye Başkanı Türk olacak diye bir dayatma da olmamalı.
Şu ana kadar siyasi partilerin en büyük handikabı da bu oldu zaten.
Onun için gerçek demokrasi şu ana kadar Bulgaristan’da çalıştırılamamıştır.
Hala bazı bağnazlıklardan kurtulabilmiş değiller. Ama emin olunuz ki hakiki demokrasinin gelişmesi ile bu durum tamamen değişecektir.
Burada bunun olması için ilk görev önce Bulgar kardeşlerimize düşüyor ilk adımı atmalıdırlar. Onlar bu adımı atmalılar ki, ardından da bizim çocuklar yürümeliler. Bunun için Bulgaristan’da Bulgar partileri Türklere kapılarını ağzına kadar açmalıdırlar.
Bu güne kadar bu yapılmadı fakat önümüzdeki genel seçimlerde bu inanışın kırılacağına inanıyoruz. Tüm Bulgaristan’a hitap eden partilerin bunu yapması demokrasinin bir göstergesi olacaktır. Bulgar partileri kapılarını açmazlar ise bu sakat demokrasi yolunda devam edilecektir. Fakat bu kapı açılır ise işte o zaman hep birlikte göreceğiz ki, Bulgar-Türk dostluğu ne kadar kolay ve bereketli olduğunu hep birlikte yaşayacağız.
 
Ancak son günlerde yine ortamı geren gelişmeler sahnelenmektedir. Bu meselenin sunulması veya tartışılmasının uzatılmasının buradaki halka ne faydası var bir düşünelim. Gerçek anlamda gerginlik, kutuplaşma ve ötekileşmekten başka bir sonuç doğuramaz bu zihniyet. İşte geçmişteki siyasetçilerin temeli de bu du. Biz buna karşıyız, biz gerginlik istemiyoruz artık. Birileri bir şeyler dayatmaya çalışıyor yine. Dayatmalar fazla yaşamaz. Eğer gerçekten vatanseverlik sergilemek isterse birileri bunun yolu kesinlikle  diğerlerin onurunu zedelemekten, gururunu kırmaktan geçemez ve geçmemeli. Bu nedenle bu saygın vatandaş meselesi bizce derhal kapatılmalıdır. Buna mukabil halklar arasındaki dayanışmayı güçlendirici fikirleri olanlar ortaya çıkıp bunları dile getirmelidirler.
Arkadaşlar akıllı olalım ve aklımızı art niyetli siyasetçilerin kullanmasına izin vermeyelim.
Ama her şeye rağmen bu gün burada bir bayramlaşma yapılması büyük bir başarıdır. Bunları artık hep birlikte yapmalıyız, Hıristiyan-Müslüman bir birimizin bayramlarını eskiden olduğu gibi birlikte rahatlıkla kutlayabilmeliyiz. Bu bayramlaşmayı tertiplemekte emeği geçen herkesi kutluyorum ve başarılar diliyorum,
Rafet ULUTURK, Bultürk Genel Başkanı