Türkiye ile Kültürel İlişkiler GÜNEŞ Derneği ikinci yıl
Mevlana anma günü düzenledi. Derneğin ofisinde nekadar soğuk da olsa – üyeler
ve misafirler sıcak anlar yaşadı.
Celaleddin
Rumi MEVLANAN’ın hayatını Silven SAİD ve Gönül MEHMEDOVA iki dilde tanıttılar.
Rusçuk Y.YOVKOV Lise öğrencileri Mustafa K. Atatürk, Prof. Dr. İrene Melikoff, Yunus Emre v.s. ünlü kişilerin MEVLANA
hakkında düşüncelerini aktardılar. Misafirlerin arasında bulunan Rusçuk
İmam Hatip Lise müdür yardımcısı
Muzaffer Gedikoğlu 11. Yüzyılda yaşayan Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli
gibi ünlü kişilerin eserleri ve hayatı, islam aleminde önemini vurgulayarak,
dinimizi tanımak isteyen kişiler – radikal değil, objektif bir tanıtıma şahit
olacaklarını söyledi. T.C.Burgas Başkonsolosu sayın Cem Ulusoy, Mevlana’nın en
ünlü eseri – MESNEVİ, dünyada en yaygın ve okunan kitaplardan biri olduğunu ve
içindeki hikayeleri okuyarak – insanlar
arasında ki ilişkilerin temeli dostluk, beraberlilk, sevgi ve hoşgörü olduğunu
anlayacaklarını,yazarın Yüce Allaha ve insanlara karşı aşkını, belirtti.
Toplantının ikinci nedeni – GÜNEŞ Derneği 15.
Yıl kutlamalarınla ilgili bu yıllar içerisinde belgeler ve yazışmalar sergisi
oldu.Dernek arşivinden hazırlanan dosyada ki evrak kopileri, Rusçuk Devlet
Arşiv müdürü Yordan Borisov’a takdim edildi. Evraklarla birlikte 300 resimli
dernek etkinliklerinden bir albümle birlikte, Prof.Dr. Memimişoglu’nun –
Bulgaristan’da Türk – İslam Sanatı ve Kültürü ile yeni basılan Bulgarca ve
İngilizce BULGARİSTAN TÜRKLERİ kitabı, dernek Başkanı Mecbure Efraimova
tarafından hediye edildi.GÜNEŞ Derneği’nin 1998y. İlk faaliyeti – Kurban Bayram
Konserinde, Sayın BORİSOV Rusçuk Valisi ilk resmi misafir olarak, hatıralarını
paylaştı.M. Efraimova’ya teşekkür ederek, Devlet arşivine Sivil toplum
örgütlerinden böyle kapsamli bir evrak ile resim hediyesi sadece Rusçuk’ta
değil – Bulgaristan çapında bir ilk adım olduğunu açıkladı. Y. BORİSOV
Mevlana’nın hayatından ve sözlerinden etkilenerek, insanlar arasında renk, dil,
din ayrımı önemli olmadığını, önemli olan ruh zenginliği ve insani değerleri
olduğunu bildirdi.
Mevlana Der ki;
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...
Ağladım.
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
öğrendim.
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...
İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.
İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
önemli olduğunu öğrendim.
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.
Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.
Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur ...
15.12.2012, Rusçuk
TİKİD “GÜNEŞ" Başkanı: Mecbure EFRAİMOVA