Facebook

Güneş Derneğinden Ruse'de Mevlana anma günü

15 Aralık 2012 Cumartesi

Share this history on :
BİZ DOSTLARIMIZI RUHUMUZLA SEVERİZ !

Türkiye ile Kültürel İlişkiler GÜNEŞ Derneği ikinci yıl Mevlana anma günü düzenledi. Derneğin ofisinde nekadar soğuk da olsa – üyeler ve misafirler sıcak anlar yaşadı.

Celaleddin Rumi MEVLANAN’ın hayatını Silven SAİD ve Gönül MEHMEDOVA iki dilde tanıttılar. Rusçuk Y.YOVKOV Lise öğrencileri Mustafa K. Atatürk, Prof. Dr. İrene Melikoff, Yunus Emre v.s. ünlü kişilerin MEVLANA hakkında düşüncelerini aktardılar. Misafirlerin arasında bulunan Rusçuk İmam  Hatip Lise müdür yardımcısı Muzaffer Gedikoğlu 11. Yüzyılda yaşayan Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli gibi ünlü kişilerin eserleri ve hayatı, islam aleminde önemini vurgulayarak, dinimizi tanımak isteyen kişiler – radikal değil, objektif bir tanıtıma şahit olacaklarını söyledi. T.C.Burgas  Başkonsolosu sayın Cem Ulusoy, Mevlana’nın en ünlü eseri – MESNEVİ, dünyada en yaygın ve okunan kitaplardan biri olduğunu ve içindeki  hikayeleri okuyarak – insanlar arasında ki ilişkilerin temeli dostluk, beraberlilk, sevgi ve hoşgörü olduğunu anlayacaklarını,yazarın Yüce Allaha ve insanlara karşı aşkını, belirtti.

Toplantının ikinci nedeni – GÜNEŞ Derneği 15. Yıl kutlamalarınla ilgili bu yıllar içerisinde belgeler ve yazışmalar sergisi oldu.Dernek arşivinden hazırlanan dosyada ki evrak kopileri, Rusçuk Devlet Arşiv müdürü Yordan Borisov’a takdim edildi. Evraklarla birlikte 300 resimli dernek etkinliklerinden bir albümle birlikte, Prof.Dr. Memimişoglu’nun – Bulgaristan’da Türk – İslam Sanatı ve Kültürü ile yeni basılan Bulgarca ve İngilizce BULGARİSTAN TÜRKLERİ kitabı, dernek Başkanı Mecbure Efraimova tarafından hediye edildi.GÜNEŞ Derneği’nin 1998y. İlk faaliyeti – Kurban Bayram Konserinde, Sayın BORİSOV Rusçuk Valisi ilk resmi misafir olarak, hatıralarını paylaştı.M. Efraimova’ya teşekkür ederek, Devlet arşivine Sivil toplum örgütlerinden böyle kapsamli bir evrak ile resim hediyesi sadece Rusçuk’ta değil – Bulgaristan çapında bir ilk adım olduğunu açıkladı. Y. BORİSOV Mevlana’nın hayatından ve sözlerinden etkilenerek, insanlar arasında renk, dil, din ayrımı önemli olmadığını, önemli olan ruh zenginliği ve insani değerleri olduğunu bildirdi.

Mevlana Der ki;




Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...
Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
öğrendim.

Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...

İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.

İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.

Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.

Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
önemli olduğunu öğrendim.

Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...

Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.

Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.

Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.

Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.

Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur ...


15.12.2012, Rusçuk

TİKİD “GÜNEŞ" Başkanı: Mecbure EFRAİMOVA