Türkiye'nin Edirne ile Bulgaristan'ın doğusundaki Nesebar şehirleri arasında yapılan kültürel işbirliği sonucu Nesebır'da Ortak Zanaatler Merkezi açıldı.
Avrupa Birliği'nin (AB) katılım öncesi fonlarından yararlanarak Bulgaristan – Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği programından 300 bin avro finansman alan iki belediyenin ortak projesi sayesinde Türk geleneksel zanaatleri Bulgaristan'da tanıtılacak. Proje, Bulgaristan-Türkiye sınırötesi işbirliği programından finanse ediliyor. Karadeniz kıyısındaki kasabada terkedilmiş iki katlı bir bina restore edildi, bir zamanlar hastahane olan binanın yerine tanıtım, eğitim ve konferans salonları yapıldı. Uzun zamandır kendi kaderine terk edilmiş kalan Nesebar'ın eski hastanesinin bahçesinde yapılan altyapı düzenlemesi ile kurulan merkez, türkü ve dans gösterisinin yer aldığı konser ile açıldı.
Avrupa Birliği'nin (AB) katılım öncesi fonlarından yararlanarak Bulgaristan – Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği programından 300 bin avro finansman alan iki belediyenin ortak projesi sayesinde Türk geleneksel zanaatleri Bulgaristan'da tanıtılacak. Proje, Bulgaristan-Türkiye sınırötesi işbirliği programından finanse ediliyor. Karadeniz kıyısındaki kasabada terkedilmiş iki katlı bir bina restore edildi, bir zamanlar hastahane olan binanın yerine tanıtım, eğitim ve konferans salonları yapıldı. Uzun zamandır kendi kaderine terk edilmiş kalan Nesebar'ın eski hastanesinin bahçesinde yapılan altyapı düzenlemesi ile kurulan merkez, türkü ve dans gösterisinin yer aldığı konser ile açıldı.

Nesebır Belediyesinin AB fon kaynakları masası sorumlusu Galina Babeva şunları anlattı:
“Bu ortak merkezin açılması bizim için çok önemliydi. Belediye olarak farklı Avrupa programlarına başvurmak, kültürel zenginliğimizi genişletmek, zanaatkarlarımzın işini geliştirmek ve eserlerini Türkiyelı meslektaşlarıyla paylaşmak açısından biz bu projeye büyük önem verdik.
Yerli yönetim bu ortak Bulgar-Türk Zanaatlar Merkezi’nin yerli ve yabancı turistler için cazip yere dönümesini bekliyor. Açılışta geleneksel Türk zanaatları da sergilendi.
Edirne'nin ünlü meyve sabunları ve süpürge sanatının tanıtımı ile faaliyete başlayan merkezde bu iki zanaatin ürünleri sergilendi. Edirne'den gelen konuklar, memleketin ve zanaatlerinin tarihi ve geleneğini anlattılar.

Açılışta konuşan Nesebır Belediye Başkanı Nikolay Dimitrov, "Şehrimizin simgelerinden olan bir binayı yeniden hayata döndürüp, iki ülkenin ustalarının eserlerini sergileyebileceği kültürel bir işbirliği merkezine dönüştürebilmiş olmaktan büyük onur duyuyoruz" dedi.
Dimitrov, merkezin kültür turizmine katkı sağlayacağını da vurguladı.
Nikolay Dimitrov, Edirneli ortakları ile işbirliğini sürdürerek, çok yakında yeni bir projeye daha imza atacaklarını bildirdi. Çocuklara yönelik olacak bu projenin gerçekleşmesi sonucu Nesebar'ın eski şehrinde bir "yeşil" çocuk yuvası kurulacak ve buraya gelecek çocuklar çevrecilik ve yeşil enerji konusunda bilgi alabilecekler.
Yapılan çalışmalar sonucu yıl sonuna kadar Bulgar geleneksel zanaatlerin de tanıtılacağı Edirne'de benzer bir merkezin açılacağı öğrenildi. Bulgar zanaatkarlar Edirne’de asırlık Bulgar gelenkelrini tanıtacak. Edirne’de de eski bir Osmanlı evi merkeze dönüştürüldü ve zanaatçılara yuva oldu.
Nesebır Zanaatkarlar Odası Belediye Başkanı Nikolay Dimitrov’un girişimiyle kuruldu. İçinde ağaç oyma sanatı, ikona ressamları, arıcı ve farklı sanat dalalrından temsilciler ve halk ustaları var. Aynı zamanda el örgüleri de sergileniyor.
Nesebır’da yeni kurulan Zanaatkarlar Odası Başkanı Mima Markova anlatıyor:
“Bazı zanaatlar vardır, iyi gelir sağlar. Ancak çok az genç bu işlerle uğraşır. Ben örneğin sağlık görevlisiyim, ancak atölyeye gelip, el sanatları ile uğraşıyorum. Kriz turistleri de etkiledi, fakat gelenler atölyemizi ziyaret ediyor, yaptıkalrımızı çok beğeniyor. Eski Nesebı’da ise ustsalarımız sokakta çalışıyor ve tüm güzel eserler gözler önünde yaratılıyor. Turistler de resim çekiyor, klipler hazırlıyor, kameraya çekiyor ustalarımızı... Ancak el işi, göz nuru eserlerimizi çok ucuz fiyata satmak zorunda kalıyoruz, diye yakındı Mima Markova.
Yazı: Rumyana Tsvetkova
Türkçesi: Sevda Dükkancı
BNR