Facebook

Şumnu Kültür Evi Susmadı, Ama Duyan Oldu mu?

24 Ocak 2013 Perşembe

Share this history on :

Ne yazık ki, hoşgörülü eleştiriyi ve bazı gerçekleri düşmanlık bildiler veya küçümsediler.

Halk ve Özgürlükler Hareketi lider ve yöneticileri,
Halk ve Özgürlükler Hareketi Başkanı Ahmet Doğan’a yapılan çirkin saldırıya HAYIR diyoruz.
Şunu da ilk önce yazmadan geçemeyiz. Açık ve şeffaf olduğumuzdan dolayı  sizi okşamayan  bu yazılarımızla, bizleri  yeniden düşman olarak görmeyin.  Bizim düşüncelerimize katılmasanız da, en azından bari düşüncelerimizi bilirseniz, size de, bize de, hepimize yararlı olur.  
Şumnu Kültür Evi susmuyor, ama duyan oluyor mu?
HÖH lideri veya yöneticileri silah sesini  mi duyması  gerek?
Bu çirkin olayla ilgili  meslektaşımız “Bulgaristan Türklerine ait ve Bulgaristan’da bulunan sivil toplum kuruluşları nerede?” sorusuna da cevabımız aynıdır:  Şumnu Kültür Evi susmuyor, ama duyan oluyor mu? Sivil toplum kuruluşları her zamanki gibi susuyor...” düşüncelerine katılmıyoruz.
Bulgaristan’da yapılan bütün çirkinliklere karşı Şumnu Kültür Evi susmadı, ama duyan oldu mu? Şumnu Kültür Evi Derneği hiç korkmadı. Korkacak ne var?  Susmamakla  kanunlarımıza karşı bir şeyler mi yapıyor? Delice çalışmakla devletimize ve ülkemize  karşı  bir iş mi yapıyor? Bilgi vermekle gelecek nesillere ve topluma zarar mı getiriyor? Korkacak ne var?
ŞUMNU KÜLTÜR EVİ DERNEĞİ SUSMADI, AMA DUYAN OLDU MU?
Şumnu Kültür Evi Derneği, Hak ve Özgürlükler Hareketi yöneticileri ve millet vekillerine kurulduğu yıldan beri hiç susmadı. Ne yazık ki, hoşgörülü eleştiriyi ve bazı gerçekleri düşmanlık bildiler veya küçümsediler. Bendeniz Kültür Evi  Yöneticisi olarak, umut dolu, yine susmuyorum, ama duyan olur mu? Birkaç sözcükle anlatalım:
Uzaktan Nurten'i görür görmez "Kaçın, Nurten geliyor" deyip  alay edercesine kahkaha atıp gençlerle çalışmalara HÖH yöneticileri katkıda bulunmaması için kaçıp gizlendiklerini kendileri anlatıyor. Susmadık.
Bayram, şölen, törenlerimize davet ettik, hala davet ediyoruz, ama 20 yıldan beri millet vekilleri ve HÖH yöneticilerinin hep çok işleri var ve hiç bir kez gelemiyorlar. Susmadık.
Partinin düzenlediği kültür faaliyetlerine HÖH yöneticileri gelip, özel, gölgeli masalara oturup, 20 yıldan beri tekrar ettikleri bunaltıcı tekrar ve tekrar  sunumlarına da susmadık.
Bir kez siyasi değil, halk faaliyeti olsun dedik. Afişlere HÖH düzenliyor diye ek yazılar ek ilave ediliyor. Bu hiç bir şey değil. Devamı var...HÖH belediye başkanları ve köy muhtarları faaliyeti düzenleyenlere zıt olsun diye Antalya’ya  tatile gidiyorlar. Kim sorarsa halka hizmet veriyorlar. Trajikomik bir olay işte! En azından onlara destek çıkanlara saygı yok. Susmadık.
Bir kez Şumnu Kültür Evi çocuk ve gençlerinden gösteri yapılmasını istediler. Yol masraflarını öderiz demelerine rağmen ödemediler. Alay edercesine”bir sonraki kez öderiz”, dediler. Bu yetmezmiş gibi ses cihazları ve mikrofonlar da yoktu. Bu tür davranıştan sonra  gösteri yapan gençlerin moral durumlarını düşünün
Başka bir bayramda yine gençleri bir lokantaya folklor gösterisi yapmaya davet ettiler. Karşılarında koca piliç butlarını yediler.  Küçük üyelere tattırmadılar, hatta bunu söyleyince bizleri düşman bildiler. Susmadık, ama düşman olmadık.
İhtiyacımız olduğunda HÖH yöneticilerini telefondan aradık. Gecegündüz aradık, ama telefonları  açan olmadı. Daha geç olsa da arayan olmadı. Susmadık.
Nurten Remzi olarak değil, aktiv çalışan bir dernek başkanı olarak Ahmet Doğan ile görüşmek istedik.  Yardımcıları görüşmeyi  aylarca değil, yıllarca engellediler . Israrla çabadan sonra görüşebildik, ama “много си нахална” dediler.  Yine susmadık. “Аз не съм нахална, аз съм настоятелна”, dedik. Böyle olmasaydık bu işleri yapabilir miydik?
Annemizin süt kokusunun, babamızın alın terinin, dedemizin başımıza dokunuşunun, ninemizin masalının değerini taşıyan Anadilimiz Türkçe dergisi basmak istedik.  Susmadık.
Bizler bir Türk olarak Mozaik dergisinin, Anadilimiz Türkçe olması çok doğal değil midir? Ama ”Neden Bulgaristan’da Türkçe dergi çıkarıyorsunuz” ya da” Neden yarısı Bulgarca değil?” soruların sıkıntısını  hep yaşadık, hala da yaşıyoruz.  Acaba bu tür dergi Bulgaristan’da oturan başkalarının Anadili Rusça veya İngilizce olsaydı bu kadar soru, bu kadar sıkıntı olur muydu? SUSMADIK,  AMA DUYAN OLDU MU?
Bizim kültür kurumuna  benzeyen şehrimizde 30 civarında kültür kurumu var. Bizim gibi aktiv çalışanların elemanları  ve belediye destekleri  5-10 katına daha fazla. Susmadık. Susmayınca ayırımcılık ve bize karşı olumsuz önyargılar daha çok derinleşti. Yine susmadık, ama duyan oldu mu?
Bulgarların folklor ve kültürü konusunda çalışan kültür kurumların birçoğunda  bilgisayarlarının softurleri  bizim gibi bilgisizlikten ödenmemiş olsa da, polis baskısıyla bize yaptıkları gibi onlara kontrol yapıldı mı, bilgisayarları alındı mı ve böylece  işleri aylarca engellendi mi? Susmadık,  yine duyan yok.
EVET. ŞUMNU KÜLTÜR EVİ DERNEĞİ SUSMADI, AMA DUYAN OLDU MU?
Türkü söylemek istedik. Düz oyun, Efe oyunu oynamak istedik ve bilgisiz HÖH yöneticileri “göbek köçek işi” dediler.  Susmadık.
Karagöz, Aşuk ve Maşuk, Nasrettin Hoca, Mevlana, Yunus Emre, Ebru, Ahşap boyama, Hat, Arzu ile Kamber değerlerini canlandırmak, hatırlatmak, anlatmak, tanıtmak, öğretmek istedik.  " Şunu dinlemeyin, kulakasmayın, çocuk işi yapıyor" deyip destek yok, hala da yok. Susmadık.
Bir yıldan beri bize verilen vetamir isteyen binamız için destek istedik, ama hala olumlu veya olumsuz cevap yok. Susmadık.
 Bulgaristan’da Türk kültür dernekleri birlikte daha kolay çalışması için birlik yapalım dedik. İlk kuruluş toplantısını gerçekleştirdik, 8 şehirden 12 kurumun  yönetici ve temsilcileri imzalarını attı. HÖH partisini küçümsüyoruz  dememeleri için  yönetime onların da önemli  insanını kendi razılığı ve isteği ile aldık. Birliğin kayıt edilmesi ve çalışmasına ciddi köstek ve engeller yapıldı. Susmadık.
Eğitimsiz veya, dedikodu değil, gerçek,  “satın alma diplomalarla” terbiyesiz, bilgisiz, saygısız, kapasitesiz  bazı yöneticilerini  yıllarca seçtiler.  Halka değil, kendi maddi durumlarına faydası çok oldu. Susmadık.
Belki dünyanın en büyük dilencisi olduk. Gençlere ve çocuklara  insani değerleri öğretmek, yaratıcılıklarını motive etmek, bilgilerini arttırmak ve insan ilişkilerini geliştirmekle ilgili  istememize rağmen destek çıkan olmadı. Susmadık.
Anadili Türkçemizi herkes gibi öğrenebilmek için  kitap, dergi, gazete, CD, kaynak istedik. Yıllarca ertelediler veya  duymadılar. Hala duymuyorlar.  Hatta gülüp geçenler bile oldu. Susmadık.
Son yıl kültür işlerine artık önem vermeye başladık dediler, kültür çalışmalarımıza başladık, Buket adını taşıyan programımız da hazır dediler, ama bizim gibi en aktiv çalışan okumaevleri ve  dernekleri  yeniden katmadan çalışmaya başladılar. Hatta bizim dernek üyelerimizi  görüşmeye çağırdılar. Üyelerimizin sorularına ”sizin başkanınıza ulaşamadık” diye yalan cevaplar söylendi. İş telefonu, cep telefonu, birkaç kişi bütün gün iş yerinde, e- mail adresler ve faceboc’lar varken ulaşamadılar. Yine susmadık.
Alkol kadehleri dolu masalarla Türk kültürü yapıyoruz ve etrafta en aktiv çalışan kültür derneklerini davet etmeden, birlik kurduk dediler. Susmadık.
Kültür işleri, parti çerçevesinde olacak. Hoşgörü felsefesini  taşıyacak, ama sizin gibi partimizin üyesi olmayanlara  veya tarafsız olanlara yokuz dediler. Partide kültür işlerini yönetenlerin tecrübesi var mı?  Yeterince bilgisi var mı? Susmadık.
8. HÖH Kongresine bütün Türkiyedeki göçmen dernekleri davet edildi.  Partinin Tolerans kültür dernekleri dışında Bulgaristanda aktiv çalışan ve üyeleri onlara oy atan kültür derneklerine davet olmadı. Bizler katılmak istediğimizi paylaştık, ama yine davet gelmedi. Susmadık.
EVET. ŞUMNU KÜLTÜR EVİ DERNEĞİ SUSMADI, AMA DUYAN OLDU MU?
Yıllarca hep aynı...Değişim yok. Değişim olmasına da bir ışık yok. Söylediklerimizi  HÖH yönetiminden duyanlar olmuş olsa da, duymamış gibi devam ettiler. Paylaştıklarımıza gülüp geçtiler. Duymamış gibi devam etseler de, bizden duyduklarını bizlere karşı kullanarak çok güzel bizi üzdüler. Çok güzel üzmüş olsalar da bunu yapmamış, duymamış, görmemiş gibi gösterişler yaptılar. Ne yazık ki, son yıllarda eziyet, baskı, ayırımcılık, sıkıntı, farklı kontrol, diskriminasyon, küçümseme  göze batan değil, göz çıkarıcı bir gerçek oldu. SUSMADIK, AMA DUYAN OLDU MU?
Silah sesini  mi duymaları gerekti?
Ahmet Doğan’a yapılan çirkin saldırıya HAYIR diyerek ÇIĞLIK ATIYORUZ:  Biz Bulgaristan’da oturan Türk olarak, başka din, ırk ve renk olanlara aykırı olmadan, herkes gibi nefes alan İnsan olarak HUZURLU VE HAKKIMIZA SAHİP OLARAK YAŞAMAK İSTİYORUZ.  Çocuk ve gençlerimizin sigara ve alkol içmelerini, karşılarına çıkan herkesle yatıp kalkmalarını, narkotik kullanmalarını, sövüp saymalarını, başkalarına ve farklılara kötü davranmalarını  istemiyoruz.  Biz Bulgaristan'da oturan insan olarak TÜRKÜ SÖYLEMEK, FOLKLOR OYUNLARI OYNAMAK, SANATLARIMIZDAN ZEVK ALMAK, TARİHİ YERLERİMİZE BAKIM YAPMAK, BİLGİLİ KİŞİ VE UZMANLAR EDİNMEK, EĞİTİM VE KÜLTÜR KURUMLARI DESTEKLENMEK, AYDIN KİŞİLERİMİZİN HEYKELLERİNİ DİKMEK, ANADİLİMİZİ ÖĞRENMEK İSTİYORUZ. İnsan olarak istiyoruz.
Ahmet Doğan’a yapılan çirkin saldırıya HAYIR diyerek çığlık atıyoruz:
ŞUMNU KÜLTÜR EVİ DERNEĞİ  ŞU ANDA SUSUYOR. HÖH LİDER VE YÖNETİCİLERİNE SUSUYOR,  ÇÜNKÜ YILLAR ÖNCE DERİNDEN BİR TÜRKÜ YANDIRMAYA BAŞLAMIŞTI. O GÜZEL VE ANLAMLI TÜRKÜSÜNÜ SÖYLEMEYE DEVAM EDECEK. ANLAYANA...
Ahmet Doğan’a yapılan çirkin saldırıya HAYIR diyor ve herkese yapılan bu tür gaddar girişimlere HAYIR diyerek çığlık atıyoruz:  ŞUMNU KÜLTÜR EVİ DERNEĞİ  ŞU ANDA SUSUYOR, AMA İNŞALLAH ARTIK ONU DUYAN VARDIR?