Nurten Remzi
Dünya kadınlar günü çerçevesinde Şumnu Külür Evi bu yıl ilk defa farklı bir tarzda kutlama gerçekleştirince tüm katılanlar, çok ilginç ve anlamlı anlar yaşadı. Kadınlar kutlaması, özellikle gecegündüz emek verip uğraşan, işten, güçten yüzü kararmış, alnı kırışmış, elleri nasırlı, ayakları çatlamış, bizi doyuran ve hayatta tutan, tarlada, hayvanların yanında hayatını geçiren çok çalışkan bizim nine, anne, abla, teyze ve ablalara yönelik düzenlendi.
Silistre, Şumnu ve Rusçuk şehirlerinin 12 köy ve kasabalarından koşa koşa gelen çemberli, şalvarlı misafirlerin arasında geçmişte kapatılan Şumnu Türk Tiyatro sanatçıları Sıdika Ahmet ve Emel Tabak, Ankara Gazi Ünüfersitesi ‘nden Prof. Necati Demir, yardımcıları Mehmed Kara ve Ülker Şen, öğretmen, müzisyen, sanatçı, tarım ve hayvan bakan işçiler, sporcu, terzi, iş adam ve kadınları, Giymiş Çiçekli Şalvarı adını taşıyan faaliyetini onurlandırdılar. Dolu dolu programda Necip Fazıl Kısakürek’ten Ey Kadın ve Serap Atay’dan Adı Kadın, Yüreği Yangın Türk eserleri ve ek olarak Elisaveta Bagryana’dan Bulgar şiirleri vardı. Şumnu Kız Saz Orkestrası’ndan Macka Yolları, Dere Geliyor ve Değirmen Üstü Çiçek türküleri sunuldu ve herkes, sunuma eşlik ederek büyük coşku yaşadı. Destan Folklor Grubu korosunun son çalışmalarında Naci Bülbül’den öğrenilen 3 tane Tasavvuf ilahileri, duygusal programda yer alınca yaşlı abla ve teyzelerin gözyaşları eksik kalmadı. Ek olarak Şumnu Kültür Evi solistleri Merlin Beyhan , Dilyara Bahçebakan , Mirel Tuncay, Gonul Demir ve NÜVVAB öğrencisi Orhan Ramis, 2012 İstanbul Yaz Kursu’nda öğrendikleri Yunus Emre zamanından kalan İnsan Olmaya Gedim türküsüyle birlikte Ben Seni Sevduğumi, Çayelin’den Öteye, Bahçalara Geldi Bahar türkileri de çok alkış aldı. Çiller(Yarebitsa) köyü genç yeteneklerinden saz çalan Emre Behçet ve darbuka vuran Mutlu Mehmet herkesin coşkusuna coşku kattı.
Çiçekli şalvarlarını giymiş misafirler, en çok ilgi çekti. Onlara ninni söyleme yarışması düzenlendi ve hepsine Mozaik dergisi, Şumnu Kültür Evi’ni ve ilk Koca Yusuf Yağlı güreşlerini yansıtan 2013 yılı takvimi ve kitaplar hediye edildi. Şumnu’nun Gradişte köyünden 85 yaşında bir nine”İlk kez böyle faaliyete katılıyorm” deyince Kur’andan bir parça sundu. Denitsa köyünden Sevgi abla, maddi sıkıntılarında oğlunu nasıl okuttuğunu anlatınca herkeste büyük bir acı yarattı. Bazı kadınlar gülümseyerek ”Çocuk ve torunlarım benim en büyük mutluluğum”, dedi. Ya da ” Siyasetçilerin bize hiç faydası olmadı”,dedi. Diğerleri” İşsizlik bizi çok üzüyor, gençlerimiz dış ülkelerde, onları çok özlüyoruz”,dedi. Veya”Bizim sonumuz ne olacak acaba”, diye sordu. Kimileri günlük yaşantılarını paylaştı, başkaları ise Ad değişimi döneminde yaşanan ve hala süren korkularını anlattı, kimileri kendi köylerinde kalan kına geceleri, düğün bayram geleneklerinde kıyafet, sofra ve mutfak, türkü ve oyunlarını anlattı ve sundu.
Devlet yöneticilerinden, siyasetçilerinden ve toplumdan, unutulan, ama o kadar da önemli ve değerli kadınlara en büyük sürprizi 1989 göçmeni ve tarih hocası Turgut Bey yaşattı. O, aniden geldi ve herkesi şaşırttı. Kocaman bir buket kırmızı çiçeklerle elleri doluydu, yüzü gülücük ve sevgi saçardı. Kültür evi ekibi de bu güne kadar onunla tanışmamıştı, ama onun kutlamaya gelişi ayrı bir mutluluk kattı. Kutlama olduğunu duyunca çiçekçiye gitmiş ve tüm katılanlara birer çiçek sundu. Daha sonra Şumnu Nazım Hikmet Kültür Evi ekiplerinde 1962- 1968 yıllarında yer aldığını, hatıralarını ve büyük heyecanla geldiğini anlattı. O kadar güzel, etkileyici ve duygu dolu bir katılım oldu!
Bir sözle, çiçekli şalvarlarını giymiş, pullu, oyalı çemberini takmış kadınların kutlaması, herkesi hem neşelendirdi, hem üzdü, hem de unutulmayan anlar yaşattı.