Facebook

Ankara havası

18 Nisan 2013 Perşembe

Share this history on :

Malum seçimler yaklaşıyor.
Bulgaristan’da seçimlerin yaklaştığını anlamak için takvime bakmaya gerek yok. Kamuoyuna sunulan şantaj ve montaj hikayeleri seçimlere iki adım kaldığının göstergesi.
Başsavcılık, anamuhalefet partisi liderinin suç duyurusunu ciddiye aldı ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı elektronik takip biriminin kontrolsüz dinleme yaptığını ortaya çıkardı. Geriye kimin, ne zaman ve nasıl dinlenildiğini kanıtlamak kaldı.
Tabi kanıtlanabilirse.
Kanıtlanabilirse diyorum çünkü Bulgaristan’da üst düzeyde işlenen suçlar komünizmin yıkılmasından bu yana ne hikmetse hiç kanıtlanamıyor. Ülke küçük olunca oyuncuların sayısı da bir elin parmaklarını aşamıyor. Dolayısıyla suçlularla suçları ortaya çıkaracak olanların renkleri birbirine yıkanmış. Çizgilerin netleşmesi için ise ne bunlar, ne de ki onlar can atıyor. Her seçim öncesi medya aracılığıyla kamuoyuna güzel bir tiyatro sunuluyor sadece. Bugünde basına 'çok gizli' damgalı belegeler ulaştırıldı. 
Oysa Bulgaristan’ın halkı yoksulluktan kıvranıyor. Kim kimi kanunsuz dinlemiş hikayelerine kulak asacak durumda değil.
Bulgaristan’da bıraktıkları çocuklarını yılda iki defa gören ve Batı Avrupa ülkelerinde vasıfsız işlerde çalışan Bulgaristan’ın gençleri, Rotterdam ve ya Londra yakınlarından bir kasabadan oğlunu telefonla aradığında dinlenilmeyeceğini biliyor. Bulgaristan’dan işsizlikten kaçarak Batı’da ailesinden uzakta çalışan bu gençler, medyada birbirini suçlayan siyasetçilerin aslında küçük ülkenin aynı sıfatlı oyuncuları olduklarını da biliyor.
. . . 
Malum seçimler yaklaşıyor.
Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi lideri Lütvi Mestan, Türkiye’deki siyasi irade ile partisinin arasındaki buzları diyalogla eritebileceklerini söylerek, Ankara’ya yapmayın etmeyin dedi.
Mestan, geçmişteki olumsuzluklardan sözederek, bunların partinin yeni yönetimine yüklenmemesi gerektiğini anlattı medya aracılığıyla. Ancak bu olumsuzlukların ne olduğunu söylemedi. Partisinin genel anlamda Ankara ile iplerin neden buzlandığını görebildiğine dair güçlü şüphelerim var halbuki.
Hak ve Özgürlükler, yüzünü Ankara’ya dönerek bembayaz bir sayfa açmayı dilediklerini ve bu sayfayı da beraber yazmak istediklerini beyan ediyor. Ne var ki, ilk cümleyi Hak ve Özgürlükler’in yazması gerekiyor.
. . . 
Malum seçimler yaklaşıyor.
Bölünmeyelim lafı yine aldı başını gidiyor. 
Önüne gelen bölünmeyelim diyor. Neymiş efendim, Kasim Dal partiyi bölmüş. 
Bölünmeyelim lafı hem güzel hem hoş. Bölünmedikte ne oldu diye de soruyor millet ama. 
Kimin cevabı varsa konuşsun.